Tüm Zamanların En İyi Led Zeppelin Şarkıları
Tarihin en ikonik ve etkili rock gruplarından biri olan Led Zeppelin, rock müziğin ne olabileceğini yeniden tanımladı. Gürültülü hard rock rifflerinden hassas akustik şaheserlere kadar, diskografileri yenilikçilik ve ham gücün hazinesidir. Bu, grubun olağanüstü çeşitliliğini, şarkı yazımını ve enstrümantal becerisini vurgulayan, tüm zamanların en iyi 14 Led Zeppelin şarkısının geri sayımıdır.
The Rain Song (1973, Houses of the Holy)
Orkestral Mellotron dokuları ve Page’in hassas gitar çalışmasıyla sürüklenen, zengin ve melankolik bir balad olan “The Rain Song”, Zeppelin’in daha yumuşak bir yönünü sergiliyor. Plant’ın şiirsel vokalleri, zengin enstrümantal dokunun üzerinde yükseliyor ve bu parçayı, grubun daha progresif kataloğunda öne çıkan bir parça haline getiriyor. Bu parça, onların sadece hard rock yapmaktan daha fazlasını yapabildiklerini, senfonik güzellikler besteleyebildiklerini kanıtladı.
Tüm Zamanların En İyi Led Zeppelin Şarkıları
Dazed and Confused (1969, Led Zeppelin)
Aslen Jake Holmes’un bir şarkısı olan bu parçayı Jimmy Page, yaylı gitar solosu ile tamamlanan karanlık ve trippy bir marşa dönüştürdü. “Dazed and Confused”, 20 dakikalık destansı bir parçaya uzanan, grubun ilk canlı performanslarının merkezinde yer alıyordu. Parçanın kasvetli havası ve keşifsel doğaçlamaları, grubun gizemli imajının oluşmasında önemli bir rol oynadı.
Since I’ve Been Loving You (1970, Led Zeppelin III)
Yavaş tempolu bir blues şaheseri olan bu parça, Plant’ın vokalindeki ıstırabı ve Page’in en duygusal sololarını yansıtıyor. Bonham’ın ince, cazımsı davulları ve Jones’un zengin org melodileri, bu parçayı Zeppelin’in en duygulu parçalarından biri yapıyor. Blues köklerinin yeni sanatsal zirvelere taşındığının mükemmel bir örneği.
Tüm Zamanların En İyi Led Zeppelin Şarkıları
Good Times Bad Times (1969, Led Zeppelin)
İlk albümlerinin ilk parçası, gücün manifestosudur. Bonham’ın yıldırım hızındaki bas davul tekniği, Page’in sıkı riffleri ve Plant’ın iddialı vokaliyle birleşerek hard rock için bir şablon oluşturdu. Üç dakikadan kısa süren bu parça, grubun en özlü ve etkili ifadelerinden biri olmaya devam ediyor.
Black Dog (1971, Led Zeppelin IV)
İkonik start-stop riffleri ve değişen zaman imzalarıyla “Black Dog” hem karmaşık hem de ilkel bir şarkıdır. Plant’ın çağrı-cevap vokalleri şarkıya havalı bir hava katarken, ritim bölümü hipnotik bir hassasiyetle çalıyor. Led Zeppelin’in tüm gücüyle ateşlediği bir şarkı.
Tüm Zamanların En İyi Led Zeppelin Şarkıları
Ramble On (1969, Led Zeppelin II)
Akustik folk müziği mitolojik sözler ve heyecan verici patlamalarla harmanlayan “Ramble On”, Zeppelin’in fantezi ve rock müziğini birleştiren tarzını yansıtıyor. Yüzüklerin Efendisi’ne atıfta bulunan bu parça, Plant’ın söz yazımındaki ilgisinin tipik blues temalarının ötesine geçtiğini de gösteriyor. Page’in overdubbed gitar dokuları özellikle dikkat çekici.
When the Levee Breaks (1971, Led Zeppelin IV)
Bonham’ın merdiven boşluğunda kaydedilen gürültülü davul sesleri üzerine inşa edilen bu 1929 tarihli blues şarkısının yeniden düzenlemesi, seslerin simyasıdır. Harmonika siren gibi çığlık atar ve sel metaforu onların ellerinde kıyamet gibi bir hal alır. Ağır ve yavaş ritmi, stoner rock’tan hip-hop’a kadar sayısız müzik türünü etkilemiştir.
No Quarter (1973, Houses of the Holy)
Psychedelic, kasvetli bir parça olan “No Quarter”, Zeppelin’in belki de en atmosferik eseri. John Paul Jones, akılda kalan klavye çalışmasıyla parçaya hakim olurken, Page buz gibi, rüya gibi gitar sololarıyla eşlik ediyor. Şarkı sözleri gizemli, müzikal olarak deneysel olan bu parça, grubun sınırları zorladığını gösteren hipnotik bir yolculuk.
Tüm Zamanların En İyi Led Zeppelin Şarkıları
Kashmir (1975, Physical Graffiti)
Orta Doğu etkisindeki modal riffleri görkemli orkestrasyonla harmanlayan epik bir parça olan “Kashmir”, Zeppelin’in en iddialı ve benzersiz bestelerinden biridir. DADGAD akorduyla kaydedilen hipnotik riff ve Plant’ın mistik sözleri dinleyicileri başka bir aleme taşır. Grup üyeleri tarafından sık sık kişisel favorileri olarak gösterilir.
Immigrant Song (1970, Led Zeppelin III)
Kısa ve yoğun bir İskandinav mitolojisi ve Viking öfkesi patlaması olan “Immigrant Song”, Led Zeppelin III albümünü bir savaş çığlığıyla açıyor. Page’in yükselen riffleri ve Plant’ın çığlık atan vokalleri, gruba en ikonik anlarından birini yaşattı. Film ve medyada yeni bir hayat bulan kültürel bir mihenk taşıdır.
Whole Lotta Love (1969, Led Zeppelin II)
Devasa bir riff, rock müziğin en büyük marşlarından birinin kapılarını açar. Willie Dixon’ın bir şarkısından esinlenerek yazılan bu şarkı, stereo efektler, geri besleme ve Plant’ın inlemeleriyle dolu bir breakdown’a sahiptir. Page’in solosu ateşlidir ve prodüksiyon, zamanına göre devrim niteliğindeydi. Bu, hard rock tarihinin belirleyici bir anıydı.
Rock and Roll (1971, Led Zeppelin IV)
Saçmalık içermeyen bir rock şarkısı için basit bir başlık. Little Richard’ın “Keep A-Knockin'” şarkısından esinlenilen bir davul intro ile başlayan “Rock and Roll”, bu türün köklerine bir övgü niteliğindedir. Ham enerji ile sıkı bir yapı arasında denge kuran bu şarkı, ruhuyla bugüne kadar canlı dinleyicileri coşturmaya devam ediyor.
Stairway to Heaven (1971, Led Zeppelin IV)
Muhtemelen tüm zamanların en ünlü rock şarkısı olan “Stairway to Heaven”, sakin folk müziğinden tam anlamıyla hard rock zirvesine uzanan çok bölümlü bir yolculuktur. Page’in solosu genellikle şimdiye kadar kaydedilmiş en iyi sololardan biri olarak övülür ve Plant’ın sözleri ruhani arayışı keşfeder. Aşırı çalınmış olsun ya da olmasın, eşsiz bir müzikal başarı olarak kalır.
Achilles Last Stand (1976, Presence)
Sıradan tartışmalarda genellikle göz ardı edilen “Achilles Last Stand”, grubun devasa prog-metal destanıdır. On dakikadan uzun süren bu parça, Bonham’ın çılgın davulları ve Page’in en iyi çok kanallı gitarları ile dolu, hızlı ve katmanlı bir kompozisyondur. Led Zeppelin’in son dönemindeki parlaklığını özetler ve sarsılmaz hırslarını gösterir. Birçok hayran ve eleştirmen için bu, grubun en güçlü ifadesi.
Sonuç
Led Zeppelin’in rock müziği üzerindeki etkisi ölçülemez. Blues, hard rock, folk, mistisizm ve yenilikçiliği harmanlama yetenekleri, ilham vermeye devam eden bir miras yarattı. “Whole Lotta Love”ın yakıcı enerjisinden “Stairway to Heaven”ın aşkın güzelliğine ve “Achilles Last Stand”ın destansı hikayesine kadar, albümleri rock müziğinin ulaşabileceği zirvenin ölçütü olmaya devam ediyor.

